LEVREK VE ÇİPURA TEDARİK ZİNCİRİ ÇALIŞMASI: TÜRKİYE’DEN AVRUPA’YA
WWF’nin AB eş finansmanıyla yürüttüğü Fish Forward II Projesi (‘İnsanlar, okyanuslar ve iklim yararına sorumlu su ürünleri tüketimi projesi) kapsamında hazırlanan rapor, su ürünleri tüketiminin etkileri hakkında bilinç uyandırmayı ve daha sürdürülebilir tercihlerde bulunmaları için Avrupalı şirketleri ve tüketicileri davranış değişikliğine yönlendirmeyi amaçlamaktadır.Avrupa Birliği (AB) dünyanın en büyük su ürünü ithalatçısıdır. Gelişmekte olan ülkelerden büyük miktarlarda su ürünü ithalatı yapan birlikte, ithal su ürünlerinin sürdürülebilirliği hakkında çok az şey biliniyor. Raporda, Türkiye’de üretilen ve en çok AB ve Birleşik Krallık pazarlarına ihraç edilen çiftlik levrek ve çipura balıkları (ÇLÇ) mercek altına alınmıştır. Rapor, Avrupa'nın su ürünleri tüketimi ile üretici ülkelerdeki üretim arasındaki karşılıklı bağımlılığı vurgulayan örnek bir çalışma niteliğindedir. Söz konusu tedarik zincirine odaklanmanın başlıca sebepleri, Türkiye'nin dünyanın önde gelen çiftlik levrek ve çipura üreticilerinden biri olması ve uluslararası su ürünleri ticaretinde en büyük ortaklarının AB ve Birleşik Krallık olmasıdır.
Bu rapor, Türkiye’de üretilen ÇLÇ’nın AB'ye ve Birleşik Krallık’a ihracatına yönelik tedarik zincirinin kapsamlı bir analizini sunmaktadır. AB içinde Avusturya pazarına ağırlık verilmiştir. Türkiye su ürünleri sektöründen çeşitli paydaşlar ile üretim yöntemleri, gıda güvenliği ve izlenebilirlik, sertifikasyon programları, iklim değişikliği etkilerinin azaltılması, iklim değişikliğine uyum, çalışma koşulları ve toplumsal cinsiyet gibi unsurları içeren nitel anketler gerçekleştirilmiştir. Perakendecilerin tedarik zincirlerinden beklentilerini anlamak ve böylece Türkiye'deki üretim sürecinin AB ve Birleşik Krallık’taki pazar gereksinimleriyle karşılaştırmak için Birleşik Krallık ve Avusturya’dan perakendecilerle de görüşmeler yapılmıştır.
Rapor, Türkiye’deki ÇLÇ yetiştiricilik sektörünün, teknik organizasyon ve tedarik zinciri etkinliği endüstriyel ölçek, AB mevzuatına uyum ve AB ve Birleşik Krallık pazar gereksinimleri hakkında bilgi sahibi olma açısından Avrupa’dakilerle aynı değerlere sahip olduğunu göstermektedir. Çevresel sürdürülebilirlik, AB pazarına erişim için önemli bir gereklilik olarak kabul edilmiştir ve sektör, çevre sertifikasyon programlarının koşullarına uyum sağlamıştır. Bununla birlikte, dünya genelindeki diğer su ürünleri endüstrileri gibi, Türkiye’deki ÇLÇ sektörünün de üstesinden gelmesi gereken zorluklar vardır. Rapor, halihazırda yaşanan ve gelecekte karşılaşılabilecek zorlukları tanımlamakta ve Türkiye, AB ve Birleşik Krallık’taki ilgili paydaşlara çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk yolunda ilerlemeleri için öneriler sunmaktadır.
Yorum
blog comments powered by Disqus