Yaşayan Gezegen Raporu 2010




Farklı Bir Doğa Filmi from WWF TÜRKİYE on Vimeo.


WWF’nin iki yılda bir yayımladığı Yaşayan Gezegen Raporu (link: Yaşayan Gezegen Raporu), gezegenimizin sağlığını ölçmek için yapılan en önemli bilimsel araştırmalardan biri. 

 

 

Bu sene sekizincisi yayımlanan Yaşayan Gezegen Raporu, dünyanın biyolojik çeşitliliğini ölçen Yaşayan Gezegen Endeksi’ni, insanlığın doğal kaynaklar üzerindeki talebini ölçen Ekolojik Ayak Izi ve Su Ayak İzi ile ilişkilendirir.

Yaşayan Gezegen Raporu; biyolojik çeşitlilik, yenilenebilir kaynaklar üzerindeki insan talebi ve ekosistem hizmetlerini ölçmek üzere bir dizi gösterge kullanır.

  • Yaşayan Gezegen Endeksi, memeliler, kuşlar, sürüngenler ve amfibilerin popülasyon eğilimlerini izleyerek ekosistemlerin sağlığındaki değişiklikleri yansıtır.
  • Ekolojik Ayak Izi, biyolojik olarak verimli toprak ve su ile yenilenebilir kaynakları temin etmek ve insan faaliyetleri sonucunda oluşan CO2 atığının emilimini sağlamak için gereken alanı ölçerek ekosistemler üzerindeki insan talebini tanımlar.
  • Üretimin Su Ayak Izi, farklı ülkelerdeki su kullanımını ölçer. Ekosistem hizmetleri haritaları; ekosistemlerin yeri ve kullanımı hakkında bilgi verir.

Yaşayan Gezegen Raporu 2010’un çarpıcı sonuçları:

- Biyolojik çeşitlilik dünyanın her yerinde hızla azalıyor. Düşüş özellikle tropikal alanlarda ve sulak alanlarda gerçekleşiyor.
- Zengin ülkelerin ayak izi, gelişmekte olan ülkelerin Ekolojik Ayak İzi'nin üç katına, yoksul ülkelerin beş katına denk geliyor. Bir Amerika’lının ayak izi 43 Afrika’lınınkine eşit.
- Yüksek gelir, büyük ayak izi; düşük gelir, küçük ayak izi demek. Ancak türlerdeki hızlı kayıp en yoksul ülkelerde.
- Ekolojik Ayak İzi’miz, biyolojik kapasiteyi yüzde 50 aştı. Bu artışın en büyük bölümünü karbon emisyonlarımız oluşturuyor. Bu durum çağımızın en büyük tehdidi olan iklim değişikliğiyle sonuçlanıyor.
- Bu şekilde devam edersek tüketimimizi karşılamak için 2030 yılında iki, 2050 yılında 2.8 gezegene ihtiyacımız olacak.
- Yakın zamanda arazi kullanımı doğal alanlarımız üzerinde ciddi bir mücadeleye yol açacak.
- Gerçek anlamda sürdürülebilir kalkınma yolları geliştirmemiz gerekiyor. Bunun için herkesin temiz enerjiye, gıdaya ve arazi kaynaklarına adaletli erişiminin sağlanması gerekiyor.
- Refah seviyesi ya da gelişmişlik düzeyi ile tüketim düzeyi arasında doğrusal bir ilişki bulunmuyor.
- Enerjiyi nereden elde ettiğimiz ve beslenme alışkanlıklarımız ayak izimizi azaltmak ve biyolojik çeşitliliğimizi korumak için en önemli etkenler arasında yer alıyor.

 
© NASA
WWF tarafından yayımlanan ‘Yaşayan Gezegen Raporu 2010’;dünyanın sağlayabileceğinden yüzde 50 daha fazlasını tükettiğimizi ve küresel ölçekte biyolojik çeşitliliğin yüzde 30 azaldığını ortaya çıkardı
© NASA