The WWF is run at a local level by the following offices...
- WWF Global
- Adria
- Argentina
- Armenia
- AsiaPacific
- Australia
- Austria
- Azerbaijan
- Belgium
- Bhutan
- Bolivia
- Borneo
- Brazil
- Bulgaria
- Cambodia
- Cameroon
- Canada
- Caucasus
- Central African Republic
- Central America
- Chile
- China
- Colombia
- Croatia
- Democratic Republic of the Congo
- Denmark
- Ecuador
- European Policy Office
- Finland
Her yıl yeni sıcaklık rekorları kırılıyor. Tarihte kaydedilen en sıcak 8 yıl son 10 yılda yaşandı.
Aşırı hava olayları ve buna bağlı afetlerin sayısı hızla artıyor. Türkiye’de her yıl 100 den fazla sel oluyor.
2021 yazında yaşanan yangınlarda son 12 yılın ortalamasının 8 katı büyüklüğünde orman alanı yandı.
Son 10 yıla ait veriler Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde şiddetli kuraklık yaşandığını gösteriyor.
Dünyadaki birincil enerji üretiminin yüzde 80’inden fazlası, fosil yakıt diye adlandırdığımız petrol, kömür ve gazdan karşılanıyor. Fosil yakıtların kullanılmasıyla ortaya çıkan seragazları, iklim değişikliğine neden oluyor.
1.5 Derece Neden Önemli?
Bilim insanları, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden korunmak için küresel sıcaklık artışının, sanayileşme öncesi döneme kıyasla, 1,5°C sınırında tutulması gerektiğini belirtiyor. Bunun için karbondioksit emisyonlarının 2050 yılında net sıfır seviyesine düşürülmesi gerekiyor.
1.5 Derece’yi Geçtiğimiz Senaryoda:
Sera gazı emisyonlarımızı azaltmazsak, 2100 yılına kadar küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında yaklaşık 3°C’lik artış olacağı öngörülüyor. Bu durumda:
Karasal ekosistemlerde türlerin %29’u yok olabilir. ,
Denizel ekosistemlerin kritik bir parçası olan ve günümüzde 500 milyon insanın yiyecek, koruma ve gelir ihtiyacını karşılayan mercan resifleri yok olabilir.
Taşkınlar sonucu yaşanan kayıplar 1,5 °C’lik bir artışa kıyasla 2,5 ila 3,9 kat artabilir,
Kuraklık nedeniyle tarımsal üretim yapılamaz hale gelebilir; su ve gıda kıtlığı yayılarak ve artabilir,
Dünyadaki 410 milyon insan şiddetli kuraklıktan etkilenebilir, 49 milyon insanın ise yaşam alanları deniz seviyesi artışından etkilenerek sular altında kalabilir,
Ülkemizi hangi tehlikeler bekliyor?
-
2100 yılına kadar küresel ısınmaya bağlı olarak Marmara, Ege ve Akdeniz’de deniz seviyesi 40-60 cm yükselebilir,
-
2050 yılına kadar 480.000 insan yıkıcı sel felaketlerinden etkilenebilir.
-
Kıyı ekosistemlerinde bozulum, toprağın, suyun tuzlanması ve doğal drenaj kaybı görülebilir
-
2050 yılına kadar deniz sıcaklığındaki artış 2,3 °C’yi bulabilir ve bununla birlikte denizlerdeki asitlenme sonucu balık stoklarında % 5lik düşüş görülebilir.
WWF-Türkiye iklim ekibi ne yapıyor?
1,5 °C İLE UYUMLU İKLİM HEDEFLERİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ
İklim değişikliğine dirençli bir gelecek için küresel sıcaklık artışını 1.5°C eşiğinde tutarken biyolojik çeşitlilik ve insan yaşamını gözeten iklim ve enerji politikalarının hayata geçirilmesi için politika geliştirme, savunuculuk, kamuoyu yaratma ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştiriyoruz.
Bilim insanları küresel ısınmayı 1,5 °C’de sınırlamak için karbondioksit emisyonlarının 2030 yılında %48, 2035’te %65 oranında azaltılması 2050 yılında ise net sıfır seviyesine indirilmesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye dünyanın en fazla emisyona neden olan 16. ülkesi. 2021 yılında Paris Anlaşması’na taraf olan ülkemiz 2053 yılında net sıfır olmayı amaçlıyor. İddialı hedefler ve bütüncül politikalarla bu amaca ulaşmak mümkün. 2030 yılına kadar
-
Elektrik üretiminde kömürü terk edip yenilenebilir kaynakların payını % 75’e çıkararak
-
Ulaştırmada demiryolunun ve elektrikli araçların payını artırarak
-
Sanayide ve binalar enerji verimliliğini artırarak
sera gazı emisyonlarında %35 mutlak azaltım mümkün. WWF-Türkiye olarak 16 sivil toplum örgütüyle birlikte yaptığımız ortak çağrıya sen de güç verebilirsin.
Kömürlü Termik Santrallere Hayır!
Ülkemizde yeni kömür yatırımlarından tamamen vazgeçillmesi ve mevcut kömür santrallerinin de kademeli olarak azaltılması iklim krizi ile mücadele kadar doğamız için de gerekli.
2009/10 Deniz Kaplumbağalarının Korunması Genelgesi'ne göre, Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Alanlarına inşaat yapılamamasına rağmen, Adana'nın Yumurtalık ilçesi Sugözü Sahili'nde inşaatı başlayan kömürlü termik santral projesi sadece deniz kaplumbağalarını etkilemekle kalmıyor; arazinin bozulmasından ötürü tarım alanlarınıda olumsuz yönde etkiliyor ve karbon emisyonları sebebiyle insan sağlığının bozulmasına da sebep oluyor.
Bu kapsamda, kömürlü termik santralin doğa koruma perspektifinden etkilerinin ele alınmasının yanı sıra, Türkiye'deki kömürlü termik santral finansmanının yapısını ve politika hedeflerini inceliyor ve yeni yapılacak kömürlü termik santraller özelinde yerel ve ulusal savunuculuk ve iletişim faaliyetleri gerçekleştiriyoruz.