Su Varsa Gelecek Var



Günümüzde sosyal, ekonomik ve çevresel alandaki etkileri giderek daha fazla hissedilen küresel su sorunuyla karşı karşıyayız.
Bugüne kadar suyun plansız ve aşırı kullanımı, dünya üzerinde birçok tatlı su ekosisteminin zarar görmesine neden oldu. Tatlı su ekosistemlerinin üzerindeki baskı, bu ekosistemlerin sunduğu içme suyu sağlama, tarımsal sulama gibi kritik önemdeki hizmetleri sekteye uğratmaya başladı. Nüfus artışıyla birlikte artan gıda ve enerji talebi ile iklim değişikliğinin hidrolojik sistemler üzerinde yaratacağı etkiler, gelecekte çok daha fazla riskle karşı karşıya kalacağımızı gösteriyor. Dolayısıyla, su kaynaklarının iyi yönetimi ve sürdürülebilirliği bu yüzyılın en önemli konuları arasında yer alıyor.  

Türkiye’de de tablo çok farklı değil. Son 20 yılda kişi başına düşen su miktarı, 4.000 m3’ten 1.519 m3’e düştü. 2030 yılına kadar nüfusumuzun 100 milyona çıkacağı ve kişi başına düşen suyun 1.100 m3’e düşeceği öngörülüyor. Son 50 yılda 3 Van Gölü büyüklüğündeki sulak alan kaybedildi. Bu yalnızca biyolojik çeşitlilik kaybı anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, daha az tarım, daha az balıkçılık ve daha az ekonomik getiri demek. Artan nüfus, büyüyen ekonomi ve su talebi düşünüldüğünde yaşam için vazgeçilmez olan su kaynaklarının akılcı kullanımı ve iyi yönetimi suyla ilişkili risklerin bertaraf edilmesinin ön koşuludur. 

WWF ve HSBC’nin küresel ölçekte su kaynaklarının korunmasına yönelik işbirliğine paralel olarak WWF-Türkiye ve HSBC, Türkiye’de kısıtlı olan su kaynaklarının yarattığı riskleri ortaya koymak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına ve iyi yönetimine ışık tutmak amacıyla bir araya geldi.

Projenin amacı ve hedefleri

WWF-Türkiye ve HSBC işbirliğinde, ülkemizin kısıtlı su kaynaklarının korunması ve su kaynakları üzerinde bugün ve gelecekte oluşabilecek risklerin ortaya koyulması amaçlanmaktadır. Böylelikle, karar vericiler, iş dünyası ve toplumun tüm kesimlerinde su kaynakları konusunda farkındalık yaratılması ve daha etkin bir su yönetimi modeli oluşturulmasına katkı verilmesi amaçlanmaktadır.

Öte yandan, Proje kapsamında uluslararası öneme sahip bir sulak alan olan ve aynı zamanda bir milyondan fazla kişiye içme suyu sağlayan Sapanca Gölü’nün korunması ve sürdürülebilirliği için de çeşitli çalışmalar yürütülecektir.

Hedef 1: Türkiye’de su kıtlığı ve buna bağlı oluşabilecek risklerin ortaya koyulması
WWF’in uzmanlığında hazırlanacak olan Türkiye’nin Su Riskleri Raporu, Türkiye’de karar vericiler ve iş dünyası gibi başlıca paydaşları gelecekte bekleyen fiziksel, yasal ve itibarlarına yönelik riskleri bir arada tanımlayacaktır. Rapor sonuçları, özellikle iş dünyası ve kamu kurumları düzeyinde paylaşılacaktır.

Hedef 2: Sapanca Gölü için sürdürülebilir bir gelecek planı oluşturulması
Su odaklı risklerin ve suyun yarattığı katma değerin, alan çalışmasıyla ortaya koyulması için örnek saha olarak Sapanca Gölü belirlenmiştir. Sapanca Gölü’nün hayat verdiği farklı sektörler için yarattığı ekonomik değerden hareketle, Göl’ün sürdürülebilir yönetimine yönelik bir yol haritası çizilmesi hedeflenmektedir.

su, nehir, hidro, akarsu, tatlısu, freswater 
© Steve Morgan / WWF
© Steve Morgan / WWF