Bilimsel araştırmalar, tüm dünya denizlerinde risk altında olan orfozun popülasyonu son 20 yılda hızla azaldığını gösteriyor. Orfozun karşı karşıya olduğu tehditlerin başında habitat kaybı, çevre kirliliği, yasadışı ve aşırı avcılık geliyor. Üreme dönemlerinde belirli alanlarda toplanmaları nedeniyle balıkçılar için kolay hedef haline gelmesi de türe yönelik baskıyı artırıyor. Akdeniz’deki popülasyonları hızla azalan orfoz Bern Sözleşmesi kapsamında Akdeniz ülkeleri tarafından koruma altındadır ve IUCN Kırmızı listede “Nesli Tehlikede” olarak tanımlanmıştır. Türkiye’de ise orfozun ağ, olta ve zıpkınla yapılan avcılığı Ticari ve Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğler çerçevesinde sınırlandırılmıştır. Ancak bu sınırlandırmalar nesli tehlike altındaki türlerin korunması için yeterli değildir, bölgesel koruma alanlarının oluşturulması gerekir. Evlat edinmek için tıklayın.
4 Ekim Hayvanları Koruma Günü
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü neden önemli?
Yaşam için gerekli olan hemen hemen her şeyin karşılanmasında doğaya ve onun çeşitliliğine muhtacız. Yaşamımız, bitkilerin ve hayvanların olağanüstü değişkenliği, onların yaşadıkları yerler ve içinde bulundukları ortamlara bağlı. Ancak doğal kaynaklara yönelik talebimiz sürekli arttığı için bu çeşitlilik tehdit altında.
Bugün, yeryüzünde 7 milyar insan yaşıyor. 2050 yılında ise bu rakamın 10 milyara yaklaşacağı öngörülüyor. İnsanlar çoğalıyor ama bizim dışımızdaki canlı türleri için durum, bunun tam tersi. Hızla artan nüfus, yapılaşma, doğal alanların tahribatı, yasa dışı avcılık ve ticaret, yaban hayatın dengesini bozuyor ve yaban hayatın canlıları bir yok oluşa doğru sürükleniyor. Özetle, biz çoğalırken dünyamızı paylaştığımız diğer canlıların sayısı hızla azalıyor.
Gezegenimize ve barındırdığı çeşitliliğe dair henüz keşfedilmemiş pek çok tür var. Ancak açık olan bir şey var: mevcut değerlerimizi hızla kaybediyoruz. Bu nedenle 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü sadece gözümüzün gördüğü hayvanları değil, yeryüzünde var olan tüm hayvanların da yaşam hakkına sahip olduklarını hatırlamamız açısından çok önemli.
Dünyada türlerin durumu nedir?
WWF; Yaşayan Gezegen Raporu’nda biyolojik çeşitliliği izlemek için Yaşayan Gezegen İndeksi’ni kullanıyor. 2.500’den fazla türü inceleyen Endeks, 1970’den beri biyolojik çeşitliliğin %28 azaldığını ortaya koyuyor.
Örnek verebilir misiniz?
Dünyadan ve Türkiye’den örnek vermek gerekirse; dünyada 1.600 panda, 3.200 kaplan kaldı. Afrika’da fil popülasyonu 470.000-690.000 civarında, ancak insan baskısı, habitat kaybı gibi sebeplerden dolayı sayıları azalma eğiliminde.
Güneybatı Asya’da daha önce çok daha fazla yerde yaşayan ve sayıları yüzbinleri bulan orangutanların yaşam alanı bugün Borneo ve Sumatra ile sınırlı ve popülasyonu 50.000’in altında.
Daha önceleri Avrupa, Asya ve Afrika’da yayılışı olan gergedanların ise ne yazık ki bugün koruma altındaki parkların dışında yaşama şansı çok az. Bir alttür olan Java gergedanı yeryüzünde sadece 50 tane kaldı.
Açık denizlerde kilometreler kat eden ve ülkemizde de yuvalama kumsalları bulunan deniz kaplumbağalarının popülasyonu %20 azaldı.
Akdeniz fokunun tüm Akdeniz’de sadece 500 birey kaldığı tahmin ediliyor. Türkiye’de de küresel ölçekte nesli tehlike altında olan 179 tür bulunuyor. Bu türlerin arasında deniz kaplumbağası, yunus, orfoz, boz ayı gibi türler yer alıyor.
Bu türler günümüzde çoğunlukla gezegenin korunan alanlarında yaşama şansı buluyor. Bu alanların toplamı ise, gezegenin yüzölçümünün sadece %12’sine denk geliyor. Bu kadar küçük bir alan olmasına rağmen hayranlık uyandıran bu canlıların yaşamı tehlike altında ve nesillerinin devamı bize bağlı. Burada, hepimize büyük sorumluluk düşüyor.
WWF, hayvanların korunması için ne yapıyor?
WWF olarak dünyanın dört bir yanında türleri ve yaşam alanlarını koruma çalışmaları yürütüyoruz. Türler hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için, bu çalışmaların uzun soluklu ve aynı yöntem ile yapılması gerekiyor. Bunun için türü doğal yaşam alanında popülasyon belirleme, araştırma ve izleme çalışmalarını yürütüyoruz. Bunun yanı sıra, yerel sivil toplum kuruluşlarının doğa koruma projelerine hibe desteği veriyor ve doğa korumadaki 38 yıllık tecrübemizi paylaşıyoruz. Yerel sivil toplum kuruluşları tarafından geliştirilen projelere hibe vermekteki amacımız, yöre halkının doğal değerlerini daha iyi tanıması, sahip çıkmasına destek olmak; doğa koruma projelerini ülke genelinde yaygınlaştırmak.
Tür özelinde, WWF-Türkiye; deniz kaplumbağası, yunus, orfoz ve saz kedisi için tür koruma ve izleme çalışmalarını yürütüyor. Bu çalışmalarla yerelde farkındalık sağlıyor; türlere yönelik koruma önlemlerinin alınması için diyalog kurulmasına ve mekanizmaların oluşturulmasına katkı sağlıyoruz.
İnsanlar nasıl destek olabilir?
4 Ekim Günü, insanların hayvanlara sevgisini ve yaşam haklarına olan saygısını göstermelerinin yanı sıra bu konuda çalışan kurumlara destek olmaları için bir fırsat veriyor. Tür koruma çalışmaları uzun yıllar süren, alanda fiilen ve sürekli halde bulunmayı gerektiren çalışmalardır. Bu çalışmaların maliyetleri oldukça yüksektir ve devam edebilmesi için elbette toplumun tüm kesimlerine önemli görevler düşüyor. WWF’te yürütülen çalışmaların, bu canlı türlerini önemseyen insanlar tarafından desteklenmesi çok önemli. Bu sorumluluğu hissedenlerin yaptığı bağışlar çalışmaların devamlılığını güvence altına alıyor.
WWF-Türkiye’nin evlat edinme kampanyasına destek olun!
WWF, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde nesli tehlike altındaki türleri korumak için yürütülen çalışmalara destek sağlamak amacıyla kişi ve kurumları destek olmaya çağırıyor. İster kendiniz, ister sevdikleriniz adına nesli tehlike altındaki türleri evlat edinerek bu türlerin korunmasına yönelik çalışmalara destek olabilirsiniz.
Bağışlar karşılığında 50 lira için isme özel hazırlanmış e-sertifika, 85 lira için basılı sertifika hazırlanıyor. 150 liralık bağış için ise basılı sertifikayla birlikte seçilen türün oyuncağı ve bilgi notundan oluşan özel evlat edinme kiti gönderiliyor. Kampanya hakkında detaylı bilgi www.wwf.org.tr adresinde yer alıyor.
Nesli tehlike altındaki bir türü evlat edinmek için tıklayın.
Yaşam için gerekli olan hemen hemen her şeyin karşılanmasında doğaya ve onun çeşitliliğine muhtacız. Yaşamımız, bitkilerin ve hayvanların olağanüstü değişkenliği, onların yaşadıkları yerler ve içinde bulundukları ortamlara bağlı. Ancak doğal kaynaklara yönelik talebimiz sürekli arttığı için bu çeşitlilik tehdit altında.
Bugün, yeryüzünde 7 milyar insan yaşıyor. 2050 yılında ise bu rakamın 10 milyara yaklaşacağı öngörülüyor. İnsanlar çoğalıyor ama bizim dışımızdaki canlı türleri için durum, bunun tam tersi. Hızla artan nüfus, yapılaşma, doğal alanların tahribatı, yasa dışı avcılık ve ticaret, yaban hayatın dengesini bozuyor ve yaban hayatın canlıları bir yok oluşa doğru sürükleniyor. Özetle, biz çoğalırken dünyamızı paylaştığımız diğer canlıların sayısı hızla azalıyor.
Gezegenimize ve barındırdığı çeşitliliğe dair henüz keşfedilmemiş pek çok tür var. Ancak açık olan bir şey var: mevcut değerlerimizi hızla kaybediyoruz. Bu nedenle 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü sadece gözümüzün gördüğü hayvanları değil, yeryüzünde var olan tüm hayvanların da yaşam hakkına sahip olduklarını hatırlamamız açısından çok önemli.
Dünyada türlerin durumu nedir?
WWF; Yaşayan Gezegen Raporu’nda biyolojik çeşitliliği izlemek için Yaşayan Gezegen İndeksi’ni kullanıyor. 2.500’den fazla türü inceleyen Endeks, 1970’den beri biyolojik çeşitliliğin %28 azaldığını ortaya koyuyor.
Örnek verebilir misiniz?
Dünyadan ve Türkiye’den örnek vermek gerekirse; dünyada 1.600 panda, 3.200 kaplan kaldı. Afrika’da fil popülasyonu 470.000-690.000 civarında, ancak insan baskısı, habitat kaybı gibi sebeplerden dolayı sayıları azalma eğiliminde.
Güneybatı Asya’da daha önce çok daha fazla yerde yaşayan ve sayıları yüzbinleri bulan orangutanların yaşam alanı bugün Borneo ve Sumatra ile sınırlı ve popülasyonu 50.000’in altında.
Daha önceleri Avrupa, Asya ve Afrika’da yayılışı olan gergedanların ise ne yazık ki bugün koruma altındaki parkların dışında yaşama şansı çok az. Bir alttür olan Java gergedanı yeryüzünde sadece 50 tane kaldı.
Açık denizlerde kilometreler kat eden ve ülkemizde de yuvalama kumsalları bulunan deniz kaplumbağalarının popülasyonu %20 azaldı.
Akdeniz fokunun tüm Akdeniz’de sadece 500 birey kaldığı tahmin ediliyor. Türkiye’de de küresel ölçekte nesli tehlike altında olan 179 tür bulunuyor. Bu türlerin arasında deniz kaplumbağası, yunus, orfoz, boz ayı gibi türler yer alıyor.
Bu türler günümüzde çoğunlukla gezegenin korunan alanlarında yaşama şansı buluyor. Bu alanların toplamı ise, gezegenin yüzölçümünün sadece %12’sine denk geliyor. Bu kadar küçük bir alan olmasına rağmen hayranlık uyandıran bu canlıların yaşamı tehlike altında ve nesillerinin devamı bize bağlı. Burada, hepimize büyük sorumluluk düşüyor.
WWF, hayvanların korunması için ne yapıyor?
WWF olarak dünyanın dört bir yanında türleri ve yaşam alanlarını koruma çalışmaları yürütüyoruz. Türler hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için, bu çalışmaların uzun soluklu ve aynı yöntem ile yapılması gerekiyor. Bunun için türü doğal yaşam alanında popülasyon belirleme, araştırma ve izleme çalışmalarını yürütüyoruz. Bunun yanı sıra, yerel sivil toplum kuruluşlarının doğa koruma projelerine hibe desteği veriyor ve doğa korumadaki 38 yıllık tecrübemizi paylaşıyoruz. Yerel sivil toplum kuruluşları tarafından geliştirilen projelere hibe vermekteki amacımız, yöre halkının doğal değerlerini daha iyi tanıması, sahip çıkmasına destek olmak; doğa koruma projelerini ülke genelinde yaygınlaştırmak.
Tür özelinde, WWF-Türkiye; deniz kaplumbağası, yunus, orfoz ve saz kedisi için tür koruma ve izleme çalışmalarını yürütüyor. Bu çalışmalarla yerelde farkındalık sağlıyor; türlere yönelik koruma önlemlerinin alınması için diyalog kurulmasına ve mekanizmaların oluşturulmasına katkı sağlıyoruz.
İnsanlar nasıl destek olabilir?
4 Ekim Günü, insanların hayvanlara sevgisini ve yaşam haklarına olan saygısını göstermelerinin yanı sıra bu konuda çalışan kurumlara destek olmaları için bir fırsat veriyor. Tür koruma çalışmaları uzun yıllar süren, alanda fiilen ve sürekli halde bulunmayı gerektiren çalışmalardır. Bu çalışmaların maliyetleri oldukça yüksektir ve devam edebilmesi için elbette toplumun tüm kesimlerine önemli görevler düşüyor. WWF’te yürütülen çalışmaların, bu canlı türlerini önemseyen insanlar tarafından desteklenmesi çok önemli. Bu sorumluluğu hissedenlerin yaptığı bağışlar çalışmaların devamlılığını güvence altına alıyor.
WWF-Türkiye’nin evlat edinme kampanyasına destek olun!
WWF, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde nesli tehlike altındaki türleri korumak için yürütülen çalışmalara destek sağlamak amacıyla kişi ve kurumları destek olmaya çağırıyor. İster kendiniz, ister sevdikleriniz adına nesli tehlike altındaki türleri evlat edinerek bu türlerin korunmasına yönelik çalışmalara destek olabilirsiniz.
Bağışlar karşılığında 50 lira için isme özel hazırlanmış e-sertifika, 85 lira için basılı sertifika hazırlanıyor. 150 liralık bağış için ise basılı sertifikayla birlikte seçilen türün oyuncağı ve bilgi notundan oluşan özel evlat edinme kiti gönderiliyor. Kampanya hakkında detaylı bilgi www.wwf.org.tr adresinde yer alıyor.
Nesli tehlike altındaki bir türü evlat edinmek için tıklayın.
1.600 PANDA

WWF’nin pandaları korumak için yürüttüğü çalışmalar sonucunda, yeni rezervler ve yeşil koridorların gelişmesiyle pandaların yaşam alanları arttı. Kaçak avlanma ve yasa dışı ağaç kesimi gibi pandaların hayatta kalmalarına yönelik tehditler oldukça düşürüldü. İnsanların pandalarla bir arada sürdürülebilir bir şekilde yaşamalarına yardımcı olan toplumsal kalkınma projeleri oldukça olumlu sonuçlar verdi. Bu başarı öyküsünü sürdürmemize yardım edin.

Dünyada yalnızca 3.200 kaplan kaldı. Bu görkemli türün hayatta kalması insanlara bağlı. Kaplan evlat edinmek için tıklayın.
Ülkemizde de yuvalama kumsalları bulunan deniz kaplumbağalarının popülasyonu %20 azaldı. Deniz
KUTUP AYISI EVLAT EDİNİN

İklim değişikliği nedeniyle buzullar eriyor. Kutup ayılarının hayatta kalması buzulların sağlığına bağlı. WWF, iklim değişikliğiyle mücadele için çalışmalar yürütüyor. Siz de biz kutup ayısı evlat edinerek bu görkemli türün hayatta kalmasını sağlayabilirsiniz. Destek olmak için tıklayın.
NEDEN KORUYORUZ?

Saz kedisi ülkemizde nesli tehlike altındaki türlerdendir. Avcılık, habitat kaybı, bataklıkların tarım alanlarına dönüştürülmesi ve kemirgenlerle mücadele sonucu avlarının azalmasıyla nesilleri tehlike altındadır. Avlanması yasaktır ancak herhangi bir ekonomik değeri olmamasına rağmen nadiren avcılar tarafından ve Akyatan çevresindeki tarım alanlarında gece domuz sürülerini avlamak için bekleyen bekçiler tarafından avlanmaktadır.