Yaşam Kaynağımız: Su



Su, yeryüzündeki tüm canlıların vazgeçilmezi, hayatın ve canlıların kaynağı. 

Dünyanın büyük bir kısmı sularla kaplı olsa da tatlı su kaynakları gezegenimiz üzerindeki su kaynaklarının yalnızca %2,5’ini oluşturuyor.  Kentsel kullanım, tarımsal sulama, enerji ve üretim faaliyetleri su kaynakları üzerinde büyük baskı yaratıyor. Oysa yeterli ve iyi kalitede suyun varlığı; tatlı su ekosistemlerinin, insanlığın, gıda güvencesinin temel unsuru.

Bugün dünyada yaklaşık 700 milyon insan 43 farklı ülkede su kıtlığı çekiyor.  Küresel nüfusun 2050’de 9 milyara ulaşacağı öngörülüyor ve bu durumda nüfusun %65’i  ciddi su stresiyle karşı karşıya kalacak. 

Bugün hemen harekete geçmezsek Türkiye hızla su fakiri bir ülkeye dönüşebilir...

Türkiye'deki kişi başına düşen yıllık su miktarı ne durumda?


kisibasisutuketimmiktari
 
© WWF-Türkiye
© WWF-Türkiye
Su Kaynaklarının Korunması İçin:
  • İnsanlar da dahil pek çok canlıya hayat veren sulak alanların korunmasına yönelik politikalar geliştirilmeli ve bu alanların tahribatının önüne geçilmeli.
  • Su kıtlığı yaşayacağımız bir gelecekte tek sigortamız olan yeraltı sularının bugünkü kullanımı en az düzeye çekilmeli.
  • İstanbul’daki su ihtiyacının Melen’den gelmesi örneğindeki gibi bölgedeki su ihtiyacının giderilmesi için farklı bir bölgeden su alınması anlamına gelen havzalararası su transferi son alternatif olarak düşünülmeli çevresel etkileri gözden kaçırılmamalı. Enerji ihtiyacı için barajlar ve benzeri su altyapı projelerinin soysal ve çevresel etkileri mutlaka göz önünde bulundurulmalı.
  • Su kaynaklarının yönetiminde nehir havzası ölçeğinde, tüm dünyadan kabul gören “Entegre Havza Yönetimi” benimsenmeli.
  • Damla sulama gibi modern tarımsal sulama yöntemleri desteklenmeli, kullanımı yaygınlaştırılmalı. Diğer sektörel su kullanımı yeni teknolojilerle desteklenerek daha etkin hale getirilmeli.
  • Suyun miktarının olduğu kadar, canlılara yaşam sunabilmesi adına kalitesinin de güvenliğini sağlamak için gerekli mekanizmalar geliştirilmeli.
 
© WWF-Türkiye
Türkiye'deki sulak alan sayısı infografik
© WWF-Türkiye

WWF-Türkiye Olarak Ne Yapıyoruz?

  • 2008 yılından beri Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü’nde tarımsal kirliliğin azaltılması için çalışıyoruz. Türkiye’deki her 5 elmadan bir tanesinin üretildiği Eğirdir Gölü çevresinde kullanılan tarım ilaçlarının azaltılması için yaptığımız projelerle 1.000 ton ilaçlı suyun göle karışmasını engelledik.
  • Büyük Menderes Havzası’nda tarımsal, endüstriyel ve evsel atıklara bağlı olarak oluşan su kirliliği, bölgede yaşayan 2,5 milyon kişiyi ve havzadaki ekolojik değerleri tehdit ediyor.  Büyük Menderes Havzası’nda suyu kullanan ve suyu yönetenlerin (DSİ, Belediyeler vb) birlikte çalışarak sağlıklı kararlar verebileceği bir mekanizmanın oluşmasını amaçlıyoruz. Bu havzadaki başarılarımızın, Türkiye’nin diğer havzalarında da uygunabilmesi, yaygınlaşması için yerel ve ulusal düzeyde işbirlikleri oluşturuyoruz.
  • Konya Havzası, Akdeniz Bölgesi’nde iklim değişikliğinden etkilenecek yerlerin başında geliyor. Tarımsal üretimin yoğun bir şekilde yapıldığı  havzada su kaynakları giderek azalıyor. Bölgede suyun etkin kullanımı için modern sulama tekniklerini yaygınlaştırmak ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak için 2008 yılından beri çalışmalar yürütüyoruz.
  • Suyun ekonomi içerisinde oynadığı rolün ve su yönetiminin ekonomik kalkınma süreçlerinde bir araç olarak kullanımının anlaşılmasını sağlamak amacıyla Türkiye’nin “Su Ayak İzi” raporunu hazırlıyor ve su kaynakları, üretim ve uluslararası ticaret arasındaki ilişki üzerinden su kaynaklarının korunması için yeni bir yaklaşıma zemin hazırlıyoruz.