© Tahsin Ceylan
DENİZ ÇAYIRLARI

SUALTI ORMANLARIMIZ:
MAVİ KARBON YUTAĞIMIZ DENİZ ÇAYIRLARI


Akdeniz’in endemik deniz çayırları (Posidonia oceanica), tüm deniz ekosistemi içinde hayati önem taşır. Yaklaşık 40 m’ye kadar olan derinlikte kumlu deniz tabanı üzerinde geniş çayırlar oluşturur, denizdeki oksijen seviyesini yükseltir ve Akdeniz’deki denizel türlerin yaklaşık %20’sine habitat sağlar. Biyoçeşitlilik açısından da önemli bir rezerv görevi gören bu çayırlar, ticari değere sahip birçok türün ürediği ve büyüdüğü yavrulama alanlarıdır.

Posidonia çayırlarının Sanayi Devrimi’nden bu yana Akdeniz ülkelerinin neden olduğu CO2  emisyonlarının %11 ila %42’sini tuttuğu tahmin ediliyor. Atmosfere salınan sera gazlarını azaltmak için küresel bir mücadelenin verildiği bugünlerde bu rezervin korunması elzem. 

İklim değişikliğinin etkileri çoğaldıkça, Posidonia’nın oynadığı rolün önemi de artıyor. Fırtına ve kasırgaların arttığı ve şiddetlendiği dönemde deniz çayırları dalgaların ve akıntıların enerjisini azaltıp deniz tabanını korur ve çökeltileri sabitler. Hava koşullarının kötüleştiği sonbahar aylarında, dökülen Posidonia yaprakları yüzeyi kaplayarak deniz taşkınlarını yavaşlatır ve kıyılarda yıllar boyu erozyonu engelleyecek yoğun tabakalar oluşturur.

İklim değişikliğinin fiziksel etkilerini azaltmanın yanı sıra, Posidonia, gövdesi, yaprakları ve deniz tabanından 4 m derine kadar uzanan kökleriyle oluşturduğu kalın katmanla başlı başına bir karbon yutağı görevi görür.

Ekolojik açıdan son derece önemli olmalarının yanı sıra, sosyo-ekonomik öneme de sahiptirler. Deniz çayırlarının korunması sadece birçok denizel türün hayattta kalmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda CO2’nin depolanmasından kıyıların korunmasına ve avlanabilir türlerin varlığını devam ettirerek geçim kaynağı sağlanmasına kadar sağladıkları tüm ekosistem hizmetleri sayesinde insanlar için de hayati önem taşırlar. Bu değerli habitatı korumak için tüm önlemlerin alınması şarttır. 

Mavi karbon yutağımız deniz çayırları, iklim değişikliği, teknelerin çapalamaları ve balıkçılık faaliyetleri nedeniyle tehdit altında.

 

 

© Rosenfeld

NELER YAPIYORUZ?


“Denizlerin Akciğerleri” olarak adlandırılan ve küresel ölçekte tehdit altında olan ve deniz
çayırlarının, Kaş-Kekova Deniz Koruma Alanı’nda oluşturulacak şamandıra sistemi ile korunmasını amacıyla 2021 yılından bugüne “Akdeniz’e Nefes: Kaş-Kekova Deniz Çayırları Koruma” projesini yürütüyoruz. Deniz çayırlarının alandaki güncel durumunu belirlemek üzere bilim danışmanlarımızla sualtı izleme çalışmaları gerçekleştiriiyor, ilgili kamu kurumlarıyla alanda şamandıra sisteminin oluşturulması için birlikte çalışıyoruz. 

Proje faaliyetleri, karbon tutma özellikleriyle iklim değişikliğiyle mücadelede önemli yeri olan deniz çayırlarının korunmasına odaklanan doğa merkezli bir çözümün önemli ekonomik getirileri olabileceğini ve bunun yanı sıra iklim değişikliğinin hayati oranda azalması, adaptasyon ve biyoçeşitlilik anlamında fayda sağlayabileceğini gösterecek. 

Mart 2023 itibarıyla Kaş-Kekova ÖÇKB’nden edinilen deneyimlerin Datça-Bozburun ve Dilek Yarımadası’nda yaygınlaştırılması, deniz çayırlarının ulusal ve bölgesel ölçekte etkin korunmasına katkı sağlamak üzere WWF Akdeniz ofislerinin işbirliğiyle Mavi Ormanlar Projemizi yürütmeye başladık.
 

 

© DENİZ KAPLUMBAĞASI
DEĞİŞİMİN PARÇASI OL

Hayatınızda ufak değişiklikler yaparak büyük değişimlere katkıda bulabilirsiniz. Tehlike altındaki bir türü evlat edinin veya düzenli destekçi olun, WWF-Türkiye ailesine siz de katılın! Doğamız için yaptığımız her proje sizinle #BirlikteMümkün

Destek Ol